İstanbul’da Müzeler

Ayasofya Müzesi: 4. yüzyılın ikinci yarısında Büyük Konstantin’in oğlu Konstantinus tarafından yaptırılmıştır. 404 yılında bir isyan sırasında yanmış ve II. Theodosios tarafından daha büyük bir şekilde inşa edilmiştir. 532 yılında başlayan ayaklanmada yanarak kullanılamaz hale gelen kilisenin yerine imparator Justinianus döneminde yeni bir kilise inşasına başlanmış ve 537 yılında tamamlanmıştır. Yapıldığı ilk tarihten itibaren büyük felaketlere ve pek çok olaya tanıklık eden Ayasofya Kilisesi, İstanbul’un fethinden sonra camiye çevrilmiş, Atatürk’ün emirleri ve Bakanlar Kurulu kararıyla müzeye dönüştürülmüştür. Ayasofya 916 yıl kilise 481 yıl da cami olarak hizmet vermiştir. 1934 yılında müzeye dönüştürülme kararı alınmıştır. 1935 yılında da müze olarak ziyarete açılmıştır. Bizans ve Osmanlı döneminin izlerini taşıyan muhteşem mimarisi ile ülkemizin en çok ziyaret edilen ve gelir getiren ilk üç müzesinden biridir.

Kariye Müzesi: Müze, Fatih ilçesi Edirnekapı semtinde bulunmaktadır. Kariye (Khora) sözcüğünün anlamı eski Yunanca ‘da kent dışı, kırsal anlamına gelirdi. Kaynaklarda çok eski bir tarihe ait sur dışında bir şapelden söz edilmektedir. Bu şapelin yerine ilk Khora Kilisesi Justinianos’ça yeniden yaptırılmıştır.

İstanbul’un fethinden sonra bir süre daha kilise olarak kullanılan binayı 1511′ de Vezir Hadım Atik Ali Paşa camiye dönüştürmüştür. Daha sonra da yanına bir okul ve aşevi eklenmiştir: Mozaik ve freskolar cami olduktan sonra bazen tahta kepenklerle, bazen de badana ile örtülmüştür. 1948’den 1958’e kadar Amerikan Bizans Enstitüsü’nün yaptığı çalışmalar sonunda tüm mozaik ve freskolar ortaya çıkarılmıştır.

Kariye mozaik ve freskoları Bizans resim sanatının son dönemine ait (14. yy.) en güzel örnekleridir.

Mozaik Müzesi (Büyük Saray Mozaikleri Müzesi): Sultanahmet Camii’nin altında kalan Bizans sarayının yollarından veya salonlarından birinin döşemesidir. Dünyevî olayları (av gibi) son derece gerçekçi bir üslupla resmeden bu mozaiklerin 4. ve 6. yüzyıllar arasında yapıldığı tahmin ediliyor.

İstanbul ve çevresindeki mozaiklerde burada sergilenmektedir.

Fethiye Müzesi: Fatih ilçesi Çarşamba semtindedir. Bizans döneminde yaptırılan Pammakaristos manastır kilisesidir. Latin istilasının son bulmasıyla (1261) eski kilise kalıntıları üzerine yeniden inşa ettirilmiştir.

Fetihten sonra, Hıristiyanların elinde kalıp kadın manastırı olarak kullanılmış 1455 yılında patrikhane buraya taşınmış 1580 yılına kadar Patrikhane olarak kalmıştır.

Bu kiliseyi III. Murad (1574-1595) camiye dönüştürmüş ve Fethiye adı verilmiştir.

İmrahor Müzesi: Yedikule semtinde yer alan İstanbul’daki Bizans dönemine ait eski yapılardan biridir. V. Yüzyılda inşa edilmiştir. Bizans döneminde önemli biri dini merkezdir. Latin istilasında büyük ölçüde yıkıma uğrayıp harap olmuş, daha sonra gerekli onarımlar yapılıp etrafı kalın duvarlarla çevrilmiştir.

İstanbul’un fethinden sonra 1486 yılında İmrahor İlyas Bey tarafından camiye çevrilmiştir. Daha sonra çeşitli zamanlarda meydana gelen deprem ve yangın nedeniyle büyük ölçüde zarar gören yapının 1908 de çatısının çökmesiyle birlikte yapı uzun bir süreden beri bakımsız olarak dururken, son zamanlarda bazı tadilatlar yapılmıştır. Müze halen ziyaretçiye kapalı olmakla beraber, açılması için çalışmalar sürdürülmektedir.

Aya İrini Anıtı :Topkapı Sarayı I. Avlusunda yer alan Aya İrini, VI. Yüzyılda İmparator Justinianus zamanında inşa edilmiştir. İstanbul’un fethinden sonra kilise, caliye çevrilmediği için yapıda önemli bir değişiklik yapılmamıştır. Uzun süre ganimet ve silahların saklandığı bir yer olarak kullanılmıştır. Tophane Müşirlerinden Damat Ahmet Fethi Paşa 1846 yılında Aya İrini,  Müze-i Hümayun adını almıştır. 1908 tarihinden itibaren Aya İrini Askeri Müze olarak kullanılmıştır. Daha sonra bir süre boş kalan yapı onarılış ve Ayasofya Müzesi Müdürlüğüne bağlı bir birim haline getirilmiştir. Ayasofya Müzesi Müdürlüğü’nün özel izni ile gezilebilir.

İstanbul Arkeoloji Müzeleri: 1881 yılında Osman Hamdi Bey tarafından yaptırılan ilk müze binası olarak 1891 yılında halkın ziyaretine açılan İstanbul Arkeoloji Müzesi (eski adıyla Asar-ı Atika Müzesi); 1883 yılında yine Osman Hamdi Bey tarafından ülkemizdeki ilk Sanayi-i Nefise Mektebi (Güzel Sanatlar Akademisi) olarak yaptırılan binanın içinde bulunan Eski Şark Eserleri Müzesi; Fatih Sultan Mehmet tarafından 1472 yılında yazlık köşk olarak yaptırılan ve ülkemizin en zengin ve önemli çin-seramik müzesi olma özelliğine sahip Çinili Köşk’ten oluşur. İstanbul Arkeoloji Müzesi, 1992 yılında Avrupa’da 45 müzenin katıldığı yarışmada birinci olarak Avrupa Konseyi tarafından “Yılın Müzesi” seçilmiştir.

Topkapı Sarayı Müzesi: İstanbul’un fethinden sonra Fatih Sultan Mehmet tarafından 1460 – 1478 yılları arasında yaptırılan ve zamanla yeni eklemelerle genişletilen Topkapı Sarayı, yaklaşık 380 yıl imparatorluğun yönetim merkezi ve padişahların evi olarak kullanılmıştır. Dolmabahçe Sarayı’nın yapılmasından sonra terk edilen Saray, önemini her zaman korumuştur. Sultan I. Abdülmecit ve Sultan Abdülaziz dönemlerinde özel izinle Saray’ın bazı bölümlerin ziyarete açıldığı bilir. 1924 yılında Atatürk’ün emriyle müzeye dönüştürülen Topkapı Sarayı Müzesi, ülkemizin ziyaretçi sayısı ve gelir durumu en iyi müzesidir.

Topkapı Sarayı Müzesi’ne bağlı Şerifler Yalısı Sultan I.Abdülhamit döneminde yapılmış selamlık köşküdür. Harem kısmı yıkılan köşkün içinde şadırvanlı bir Divanhane vardır.

Yıldız Sarayı Müzesi: Beşiktaş’la Ortaköy arasındaki yamaçlarda çeşitli dönemlerde yapılmış bir yapı kompleksi olan Yıldız Sarayı, Sultan II.Abdülhamit döneminde imparatorluğun yönetim merkezi olmuştur. 1922 yılından itibaren silahlı kuvvetlerin çeşitli kademeleri tarafından kullanılan Yıldız Sarayı, 1977 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlanmıştır.

Türk ve İslam Eserleri Müzesi: Türk ve İslam eserlerini topluca kapsayan ilk Türk müzesi olma özelliğine sahiptir. 1914 yılında Evkaf-ı İslamiye Müzesi adıyla Süleymaniye Külliyesi İmaretler bölümünde kurulan müze, 1965-1983 yılları arasında onarılan İbrahim Paşa Sarayı’na taşınmış ve 1983 yılında ziyarete açılmıştır. Müze, Türk ve İslam sanatının her döneminden seçkin eserlere sahiptir.

Adam Mickiewicz Müzesi: Polonya’nın ihtilalci milli şairi olarak bilinen Adam Mickiewicz ülkesindeki ayaklanma başarısız olunca İstanbul’a geldi. 1855 yılında Kasımpaşa’daki evinde kolera hastalığı sonucu öldü. Polonya Kültür ve Sanat bakanlığı ile 1955 yılında yapılan işbirliği sonucu yaşadığı evin bulunduğu bina müze haline getirildi. Türk ve İslam Eserleri Müzesine bağlı olarak hizmet veren 3 katlı müzede Mickiewicz’in hayatı ile ilgili bilgi ve belgeler, Polonya özgürlük mücadelesinin yanı sıra şairin İstanbul’da bulunduğu yıllara ait belge, gravür ve fotoğraflar yer alıyor. Binanın bodrum katında ise şairin sembolik bir mezarı bulunuyor.

Türbeler Müzesi: Padişahlar, valide sultanlar, şehzadeler, paşalar, evliyalar ve Türk büyüklerinin gömülü olduğu 119 türbe ile türbelere ait eserlerden oluşan koleksiyonun bağlı olduğu Türbeler Müzesi, 1979 yılında kurulmuştur. Müdürlük binası 1620 yılında yaptırılan Sultan Ahmet Türbesi’dir.

Galata Mevlevihanesi Müzesi: Galata (Kulekapısı) Mevlevihanesi, Sultan III.Mustafa döneminde 1766 yılında yangın geçirmiş ve aynı dönemde bugün ayakta olan Mevlevihane yapılmıştır. İstanbul’un ilk Mevlevi dergâhlarından biridir. Çeşitli yıllarda onarımlar geçiren Mevlevihane 1975 yılında müze olarak hizmete açılmıştır. Günümüzde sema gösterileri yapılmaktadır.

Hisarlar Müzesi: Anadoluhisarı’nın karşısında İstanbul Boğazı’nın en dar ve akıntılı (600 m.) kısmında inşa edilmiş muhteşem bir anıt-eserdir. Büyük Zağanos Kulesi ile Küçük Zağanos Paşa Kulesi’nde yer alan iki kitabeye göre hisar, takriben dört ay gibi kısa bir sürede yapılmıştır. Süleymaniye Kütüphanesi’ndeki “Şerh-i Tecriyd-i Ataik” adlı eserde ise eserin (139) günde bitirildiği kaydı vardır. Müzede açık teşhir yapılmaktadır, ancak sergi salonu ve depo bulunmamaktadır. Toplar, gülleler ve Haliç’i kapattığı söylenen zincirin bir parçasından oluşan eserler, bahçede teşhir edilmektedir.

Devlet Güzel Sanatlar Galerisi Müdürlüğü. 1978 yılında Emek Pasajında hizmete girmiştir. 1989 yılından beri Atlas Sineması binasının Saray bölümünde hizmet vermektedir. Yılda 30 sergi düzenlenmektedir. Bir kısmı kültür anlaşmalarıyla Bakanlığımızca düzenlenen resmi sergilerdir. Ayrıca yılda ortalama 5-10 yarışma sergisi için eser toplama merkezi görevini de yapmaktadır. Bunun dışında İstanbul “Sanat Bienali” ve “Sinema Günleri”nde düzenlenen sergi, toplantı, resim ve heykel sergi   eri ve müzayede gibi etkinliklere yer verilmektedir.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın